Ömer Petro Ruh'un Hayat Öyküsü

Türkçe, bülbül dili değil, keman dili değil
Güzelliğin kendisinin söylediği bir dil
beyitini yazan Ömer Petro Ruh (Orlov) 1970 yılında Kırım'ın Yevpatoria kentinde dünyaya gelmiştir. Yedi yaşından beri şiir yazmaya başlamıştır. Yedi yaşından beri de şiirleri yayımlanmaktadır.
Yevpatoria'dan Kırım'ın Bahçesaray ilçesinin Manguş adlı dağ köyüne taşınmıştır. Orada edebiyatçılık ve çiftçilik yapmaktaydı.
2014 yılında Rusya Kırım'ı işgal edince Ömer Bey Kırım'dan ayrılıp Kyıv'a gelmiştir. Hryhorii Skovoroda Doğu Avrupa Yayım Ortaklığı Limited Şirketini kurdu. Bunun Başkanı oldu. 03/02/2015 Ukrayna'nın egemenliğini ve ülke bütünlüğünü korumak için Ukrayna Ordusuna gitmeye karar verdiğinden kendi isteğiyle Hryhorii Skovoroda Doğu Avrupa Yayım Ortaklığı Limited Şirketi Başkanlığından istifa etmiştir.
04/02/2015'tenberi 13/04/2016'ya kadar Rusya'ya karşı savunma harbinde Ukrayna Ordusu Sіverska Birinci Ayrı Tank Tugayı Keşif Bölüğü keşif eri olarak savaşmıştır.
2017-2018 yıllar arasında Kyıv Shevchenkivskyi Semti Belediyesi Kamu Konseyi Yolsuzluğa Karşı Mücadele Komisyonu üyesiydi, 2018 yılında Coşkulular Kurulu Sivil Toplum Kuruluşu Yönetim Kurulu Üyesiydi.
2016 yılından beri Mikheil Saakashvili Yeni Güçler Hareketi Siyasi Partisi Kyıv Shevchenkivskyi Semti Kuruluşu Koordinatör Yardımcısıydı, 2021 yılından beri Mikheil Saakashvili Yeni Güçler Hareketi Siyasi Partisi Kyıv Shevchenkivskii Semti Kuruluşu Koordinatörüdür. 21 Temmuz 2019'daki Ukrayna Parlamentosunun özel seçimlerinde Mikheil Saakashvili Yeni Güçler Hareketi adlı siyasi partisinin seçim listesine dahil olarak Ukrayna Parlamentosu milletvekili için adaydı.
Edebiyatçılık yazarlık çevirmenlik öğretmenlik yapmaktadır.
2021'den Rus ordusunun Ukrayna'ya tam kapsamlı işgaline kadar, Mikheil Saakashvili tarafından kurulan Devlet Başkanı Altındaki Ulusal Reform Konseyi Basit Çözüm Ve Çareler Ofisi Çernihiv Şubesi Başkanıydı.
24 Şubat 2022'den beri Rus işgalcilere karşı Çernihiv toprak savunma savaşçısı olarak savaşıyor.
Eşi Alöna Hanım da şiir yazıyor. Bazıları kendi kitaplarında, bazıları da Ömer Beyın şiiriyle beraber ortak kitaplarında yayınlanmıştır.
Petro Ruh'un bibliyografyası uk.wikipedia.org/wiki/Орлов_Петро_Вікторович#Бібліографія
Eğitim:
- Lise: altın madalya
- Maharishi Veda Üniversitesi (2 yıl tam zamanlı): yoga hocası
- Kyıv Ulusal Dilbilim Üniversitesi (Doğubilim Fakültesi tam zamanlı): doğubilimci
Kırım Tatar Halkı Kamu Diplomasisi Akademisi (Friedrich Naumann Özgürlük Vakfı'nın desteğiyle)
DÖRDÜNCÜ NESİLE KADARKİ
OTOBİYOGRAFİM
Ömer Petro Ruh
Ömer Petro Ruh
Yakın zamanda Çernihiv'de açılacak olan Levko Lukianenko Müzesi'ne davet edildim ve bu müzeyi yaratan ve yönetmeni olacak Sayın Petro Salnyk ile tanıştırıldım. Ben müzeye girer girmez Bay Petro orada çalışmamı teklif etti. Bu benim için hiç beklenmedik bir şeydi. Ama önce dördüncü nesile kadarki otobiyografimi yazıp ona getirmemi söyledi. "Çünkü büyükdedeleri NKVD memurları olan Ukrayna yurtseverlerine burada ihtiyacım yok" dedi.
Levko Lukianenko Müzesi'nde çalışma teklifi benim için onur. Yani dördüncü nesile kadarki otobiyografimi yazmaya karar verdim. Ama Bay Petro'nun hoşuna gider mi gitmez mi bilmiyorum. Çünkü büyükdedem bir NKVD memuruydu.
Aslında kendi hayat öyküm Wikipedia'dan okunabilir, nesiller hikayesi ise işte şu:
Bilindiği gibi 26 Aralık 1970'te Yevpatoria'da doğdum. Adı Natalia, doğduğum zamanki soyadı Orlova olan annem 19 Aralık 1951 yılında dünyaya gelip beni 19 yaşında doğurdu. Kızlık soyadı Bambulevych'tı. Babası (büyükbabam) Petro Bambulevych ve annesi (büyükannem) Olena Bambulevych beni büyütmüş insanlardı.
Sadece bir gün ben 10 yaşındayken babam Viktor Orlov'u Yevpatoria'ya dinlenmeye geldiğinde ve benimle tanışmak istediğinde gördüm. Hakkında tek bilgim, Minskli olması, Yevpatoria'da SSCB Donanması'nda askerlik yapması, SSCB Silahlı Kuvvetleri boks şampiyonu olması, askerlik hizmeti sırasında annemle evlenmesi. Hakkında resmi bilgim tek bu, nasıl bir insan olduğu fikrim ise büyükannemin bana kızdığında bana Orlov'un dölü dediği için kuruldu.
Ben doğduktan bir iki ay sonra annem ve babam birbirinden boşandılar. Ben 6 aylıkken annem beni babası annesine bıraktı, hayatını daha iyi bir yerde kurmak için Yevpatoria'dan ayrıldı, 4 yıl sonra Odesalı bir Yahudi ile evlendi, daha sonra onunla bereber İsrail'e göç etti.
6 aylık torunu kucağına düştüğü zaman yetersizlik emeklisi olan büyükbabam beni büyüttü. 1983'teki ölümünden önce hayatımdaki en yakın, en sevdiğim insandı.
Büyükbabam Petro Bambulevych, hatırladığım gibi, çok yakışıklı, zarif, asil yaşlı bir adamdı ve fark ettiğim kadarıyla kadınlar tarafından hayran olunurdu. Leh soylularının Rusya'nın hakimiyetine karşı isyanına katıldıkları için 1864'te Volhynia'dan Uzak Doğuya sürgüne gönderilen Leh soyluların torunları ailesinde 1907'de Vladivostok'ta doğdu. Büyükbabamın ailesi yetenekliydi, bu yüzden her şeyi kaybettikten sonra bile sürgünde bile Bambulevychlar, Vladivostok'ta devlet makamlarıda ve orduda yüksek pozisyonlarda bulunan etkili bir aile haline geldi. Büyükbabamın babası Leh, annesi Ukraindi. Büyükbabamın annesi ona Ukrain ninniler söyledi. Sonra büyükbabam aynı ninnileri bana söyledi. 1917'de Vladivostok'ta Sovyet iktidarı kurulduğunda, büyükbabam yalnız ilk öğrenim görmüş 10 yaşındaki bir çocuktu. Neredeyse bütün ailesi vuruldu, fakat kendisi kaçabilip uzun süre Çin'de saklanıp SSCB sınırındaki taygada avcılık yaptı.
Ama bütün hayatını ormanda, sadece Çinlileri görerek geçirmeyecekti. Zamanla SSCB'ye döndü, askere gitti ve arşiv belgelerine göre Sovyet karşıtı ajitasyon suçlamasıyla 5 Mart 1930'da tutuklandı. Gulag'a atıldı. Sonra Almanya ile savaş başlayınca cepheye gönderildi, savaştı, Almanya'ya ulaştı, kahraman olarak geri döndü, ama bir daha Gulag'a atılmamak için NKVD'nin onun gibi insanları pek te tutuklamadığı Uzak Kuzeydeki Laptev Denizinin kıyısında bulunan Tiksi limanına gitti. Orada büyükbabam, Yevpatorialı olan, üniversite bitirip kuzeyde çalışmaya giden büyükannemle tanıştı. Birbirine aşık olup evlenmeye karar verdiler.
Büyükannemin babası, Oleksandr Semekha-Myronenko adlı bir Yevpatoria NKVD subayıydı. Büyükannem ona büyükbabamı anlatan ve destek isteyen bir mektup yazdı. Gerçek şu ki Oleksandr Bey o gibi durumlardaki insanlara yardım ederdi, büyükannem de bunu iyi biliyordu.
Büyükannem safkan bir Ukraindi. Annesinin kızlık soyadı Shchehlenko, annesinin annesinin de kızlık soyadı Shevchenko'ydu. Büyükannem 1919'da Yevpatoria'da doğdu, annemin sonra okuduğu ve benim de daha sonra okuduğum okula devam etti. Ama büyükannem okulda Kırım Tatar dilini öğrendi. Aslında zaten okuldan önce Kırım Tatarca konuşuyordu çünkü o zamanlar Kırım Tatarca Kırım'daki iletişim diliydi. Arkadaşlarının çoğu Kırım Tatarlarıydı. Adı Olena'ydı ama herkes ona severek Leyla derdi çünkü bu, o dil ortamında daha tanıdık ve doğaldı. Büyüdüğüm ailenin parçası olan kardeşlerinin, büyükannem ihtiyar bile olurken ona Leyla dediklerini her zaman duyardım. İki kardeşi vardı. Biri Nina teyzem, diğeri de Tima teyzem. Belgelere göre isimleri Nina ve Iryna'ydı. Neden de bütün ailemizdekiler Iryna'ya Tima derdi? Çünkü aslında o, büyükdedemin arkadaşının en küçük kızı Fatma'ydı. Kırım Tatarlarının tehcir edildiği trajik 18 Mayıs 1944 gecesinde arkadaşının ricası üzerine büyükdedem onu ailesine aldı, öz kızı olduğu belgelerini yaptı.
Oleksandr Bey büyükannemin mektubuna “Tamam kızım, gelin, sizin için elimden geleni yapacağım. NKVD'nin damadımızı artık tutuklamaması için bazı belgelerini değiştireceğim. Yevpatoria'da hayırlı yaşamanızı sağlayacağım" diye cevap gönderdi. Söz verdiği gibi yaptı. Yeni belgelere göre büyükbabam Gulag geçmişi olan soylu bir Leh değil uygun geçmişi olan proleter kökenli bir Rus oldu ve NKVD onu artık tutuklamadı. Fakat büyükbabam bana, annesinin o çocukken söylediği Ukrain ninnileri söylerdi ve 1970'lerde, büyükbabam gibi bir şekilde hayatta kalan, karısı Bayan Stakha ile birlikte Polonya'nın Lodz şehrinde oturan kardeşi Oles ile Lehçe mektuplaşırdı.
Büyükdedemi hatırlamıyorum. Torununu kucağına alana kadar ölmeyeceğini söylemiş. Verdiği tüm sözleri hep tutarmış. Bu de sözü gerçek olmuş. Annemin beni doğum hastanesinden getirdiği gün büyükdedem beni kucağına almış, hayatım mutlu olsun diye beni kutsamış, gülümsemiş ve ölmüş. Onu bütün tanıyanlar bana hakkında sadece iyi şeyler söylerdi ve bütün ailemizdekiler onu çok severdi. Bu yüzden Oleksandr Semekha-Myronenko adlı eski NKVD subayı olan büyükdedemden asla vazgeçmeyeceğim ve dördüncü nesile kadarki otobiyografimi göstermem gereken her yerde onu hep sevgi ve şükranla anacağım.